
Hikaye
Bir sıkkınlık içine yerleşmişti. Bu yolculuk ona çok şey öğretmişti, öğretiyordu ama bir eksik, hem de büyük bir eksik vardı. Bütün bu hareketlilik, bütün bu başına gelenler, karşılaştıkları… Yakın zamanda kafasını dinlemek için bir vakit tanımıştı kendine. Onun için verimli bir süreçti. Lakin başka bir şey olmalıydı, başka bir şey… Peki ama… bir… neydi?
Tam olarak bilemiyordu ama bu eksiklik duygusundan kendini kurtaramıyordu. Zamanın durmasını istiyordu. Hiçbir şey olmasın. Hep burada tıkanıp kalıyordu. İçinde, derinlerde bir yerlerde, her şeyin başka bir yüzü olabileceğini inanıyordu. O hazır olduğunda, o başka şey yüzünü gösterecekti. Başka bir göz, başka bir kulak, başka bir kalp ve akılla duyumsamak, diye düşündü. Görünenin ötesinde bir gerçek, onu alaşağı edecek bir hakikat, başkalaştıracak bir vizyon…Evet; somut, maddi, bu dünyanın olağan akışı içerisinde ruhunu tatmin etmeyen bir şeyler vardı. Bu cümle aklından geçtiğinde duraksadı.
“Ruhum…”, dedi. “Ruhum!”. “Ruhum aç. Varlığım, yoksul.”
Yeniden bir şeyler çizmek için fevkalade bir heyecan duydu. Eline kağıt ve kalem almayalı uzun zaman geçmişti ama işte şimdi, fikri bile ona iyi geliyordu. Tanrısı onunla başka bir dilden konuşmak istiyor olabilirdi.
Çizdi. Uzun uzun çizdi. Kalemin kağıtta her salınışında yeniden özgürleşerek, hiç düşünmeyerek, çizgilerin nereden gelip nereye gittiğini bilmeyerek çizdi. Az yedi, az içti, az hareket etti. Gözüne doğru düzgün uyku girmedi. Ve kalem kağıtta son hareketine geçtiğinde, artık enerjisi bitmişti.
Kağıda baktı. Bir cenin, rahimde besleniyordu. Yorgunluktan gözleri kapandı.
Tarot
12 numarada Asılan Adam, bir süreliğine dünyevi şeylerden uzaklaşılması, daha derin bir anlayışa doğru içsel bir yolculuk yapılması için başka bir perspektiften seslenmektedir.
Kendine karşı objektif olmayı öğrenen Budala, neden-sonuç üzerine kafa yormuş ve kendi içindeki bir adaletsizliğe tanık olmuştu. Bu yolculuk boyunca dünyevi meseleler ve gündelik hikayelerle uğraşmış, ama kendi içinde koskoca bir boşluğun olduğunu tartının dengesizliğinden anlamıştı. Şimdi, yeni bir bakış kazanmak için başka bir yol deneyecek, yani, duracaktır.
Asılan adam, İskandinav mitolojoisindeki Tanrı Odin’i hatırlatır. Odin, kendini 9 gün boyunca yaşam ağacına baş aşağı asarak 9 dünyanın bilgisine ulaşmaya adamış ve sonunda hikmete varmıştı. Asılan Adam da benzer bir davranış içindedir. Bambaşka bir görü kazanmak adına belli bir zaman dilimi hiçbir şey yapmaz. Bu zaman aynı onun gibi asılı kalmıştır. Asılan adam, yeni bir perspektif edinince, ayaklanacaktır.
Bu süreç herhangi bir karar almaya veya harekete geçmeye uygun değildir. Bir kararsızlık veya durma süreci olarak görülebilir. Yapılacak tek şey, yeni düşüncelerin, yeni olasılıkların yenilenmekte olan size varmasını beklemektir. Bu zamanda teslim olmalı, tefekkürle sabretmeli, eylemsiz kalmalı, her şeyi olduğu gibi kabul etmeli, vazgeçilmesi gereken şeylerden vazgeçilmelisiniz.
Bir şeylerden feragat etmeye başladığınız vakit, aslında ne kadar işe yaramayan şeye sahip olduğunuzu kavramanız olasıdır. Manevi ilerleyişinize gizliden gizliye engel olmakta olan alışkanlıkları, düşünce ve duygusal tavırları fark ettiğinizde, size hiçbir şey vadetmeyen, aksine korku ve kaygı yaratan dünyevi bağlılıklarınızdan kurtulmaya da başlarsınız. Bu sayede gözlerinizin önünde yeni bir gerçeklik açılmaya başlar.
Asılan Adam kartı, kartı çeken kişiye, fedakarlıkta bulunmayı ve eylemsiz kalmayı salık verir. Edinilmiş bilgi ve yargılardan kurtulmak, daha derin bir deneyim kazanmak için bir süre tavırsız kalınmalıdır. Kartın yönetici gezegeni sezgisel, spiritüel, yaratıcı bir hayalperest olan Neptün’dür.
Asılan Adam konu olunca anahtar kelime fedakarlıktır. Bu fedakarlık sizi bir dönem pasif kılacak, ama ardından yeni ufuklar açacaktır. Gönüllü olarak sessiz kaldığınız, gözlem yaptığınız bu dönem, yüksek bir ideal ve farkındalık içindir. Değişmesi gereken ne varsa değişecek, elden bırakılması gereken ne varsa bırakılacak, saklandığınız neresi varsa açılacaktır. Bu dönemde içinize dönersiniz, dünyanız tepetaklakken, daha hassas ve incinebilir olmanız mümkündür.
Fakat bu süreç geçici bir süreçtir. Şayet sürecin uzadıkça uzadığını, verdikçe verdiğinizi üstüne üstlük hiçbir şey kazanamadığınızı düşünüyorsanız, ortada bir yanlışlık vardır. Acıların fedakar çocuğunu oynayıp kendinizi bu oyuna çok kaptırmış olabilirsiniz. Bu dönem umutlu bir bekleyişten bir şeyleri ertelemek için kaçak oynadığınız bir döneme dönüşmüş olabilir. Siz siz olun, bu asılı kalma sürecinin, fişek gibi bir doğumun kuluçka süreci olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
Copyright © 2012 – 2018 . Fool on the Road. Bütün hakları saklıdır.
Omer Faruk Mentes & Ozge Seren Mentes