
Hikaye
Yolculuğunun sonuna yaklaştığını fark ediyordu. Büyümüş, olgunlaşmış, aradığı huzur ve bilgiye çok yaklaşmıştı; sezgileri usulca bunu söylüyordu.
İncecik işlenmiş mimarisiyle bir maketi andıran şehri ortadan ikiye ayıran ırmağın kenarında yürürken tam da bunları düşünüyordu. Derken, polis oldukları anlaşılan iki adam tarafından durduruldu. Adamların uzattığı kağıdı okuduğunda bunun bir hakim kararı olduğunu anladı. Yargılanması için mahkemeye davet ediliyordu.
Afalladı! Görevli memurların bilgisi olmadığı gibi davette detaylı bir anlatım da yoktu, ne için suçlandığından da haliyle haberi… Bir yanlışlık olmuş olmalıydı. Fakat el mahkum, mahkemeye gidecek; böylece işin aslını da öğrenmiş olacaktı.
Mahkeme salonuna girdiğinde, jüri üyelerinin suçlar bakışları ile karşılaştı. Sanık sandalyesine geçtiğinde, tedirginliği artmıştı.
Hakim konuşmaya başladı. Yolculuğa çıkarken izin almadığını söyleyerek uzun süredir arandığı bilgisini verdi. Jüri bu durumu kınama ve hayret benzeri ünlemlerle karşıladı. Hiçbir şey anlamamıştı; neden izin alması gerekecekti ki ve de kimden!
Fakat hakim cevap vermeyi değil soru sormayı seviyordu. İzin almış mıydı, almamış mıydı; sanki tüm mesele buydu!
Elbette almamıştı, bunu söylerken hiçbir çekince duymadı. Dünyada hiçbir ülkenin kanunlarının bu denli akıl dışı olabileceğine inanmıyordu. Hakimin, suçunu kabul ettiğine dair geçirdiği kayıt, bütün bunların bir kamera şakası olduğuna dair kanaatini daha da güçlendiriyordu.
Jüri, tüm ciddiyetiyle kararını açıkladı. Suçlu bulunmuştu! Herkes rolünü çok iyi oynuyor olmalıydı. Söyleyecek tek bir şey bulamadı. Sabırla, bu tiyatral sahnenin sona ermesini bekledi.
Suçu sabitmiş, lakin zaman aşımına uğradığı için beraat etmiş. Mahkeme salonunu terk ederken, arkasından birinin “Hey, hepsi bir şakaydı!” diyerek seslenmesini bekledi. Kimse seslenmedi.
Tarot
20 numarada Mahkeme, geçmiş davaları açacak, verdiği hükmün kabulüyle birlikte özgürlüğün kapısını aralayacaktır.
Budala, yolunun sonuna yaklaştığını sezmesine ve Güneş’in verdiği ilhamla dolu olmasına rağmen bir şey onu ilerlemekten, son dönemeci geçmekten alıkoyuyordu. Budala’nın yakasına yapışan eller vardı ve adım atabilmesi için bu ellerin serbest kalması gerekiyordu.
Bir şeylerin tamamlanmaya başlamasıyla Mahkeme kartının karşınıza çıkması çok muhtemeldir. Ruhani ve/veya fiziksel, hedefinize çok yakın olduğunuz, zirvenize çok az kaldığı bir zamanda aşılması gereken bir duvar belirir. Bu duvar geçmişinizle örülmüştür. Çünkü reddederek, yüz yüze gelmekten kaçınarak, yok sayarak görmezden geldiğiniz bir takım anlar, sizinle birlikte gizliden gizliye buraya gelmiştir.
Vakit, geçmişle yüzleşme vaktidir. Sizi ilerleyişinizden alıkoyan ne varsa canlanmakta, uyanmaktadır. Üstlerini sarmaladığınız yaralar, açılmak ve gözünüzün önünde iyileşmek istemektedir.
Devam etmek istiyorsanız yapmanız gereken ruhunuzu huzura kavuşturmaktır. Affedemediğiniz kim varsa affetmeli, zarar veren alışkanlıkları bırakmalı, hatırladığınızda hala öfke, kızgınlık, pişmanlık, kaygı gibi zehirli duygular uyandıran geçmiş anları erdemle kabullenmelisiniz. Zorla güzellik olmaz, bazı kişi ve şeylere yol vermelisiniz. Aynı şekilde zarar verdiklerinizden barış dilemelisiniz. Ancak bu hoşgörü ile yapbozun son parçası yerli yerine oturabilir.
Böylece bir karar aşamasına gelirsiniz: Ya geçmişe tutunacak ve değişimi reddedeceksiniz ya da günahlarınızı bağışlatıp, ilerleyeceksiniz. Mahkeme kartı size özgürleşmeniz için gerekli cesareti verecektir.
Mahkeme kartı, kartı çeken kişiye, temiz bir sayfa açması için geçmiş hataları kabul etmesini söyler. Alınması gereken dersin alınmasıyla kurtuluş da mümkün olacaktır. Kartın yönetici gezegeni hayatın ve ölümün, başlangıçların ve bitişlerin, bilinmeyenin gezegeni, mitolojideki yeraltı Tanrısı Plüto’dur.
Mahkeme kartının verdiği cesaretle kabul ve sulh ettiğinizde, geçmişinizi temize çeker ve sizi bekleyen yeniye gönül rahatlığıyla kavuşursunuz. Zira takılıp kaldığınız geçmiş olaylar ve kişiler; bütün tabloyu görmenizi zorlaştırır; detaylarda salim kalmak zordur. Fakat parçalar yerli yerine otururken, iyi kötü her şeyin aslında anlamlı bir bütün olduğunu görmenizle uyanırsınız. Böylece, iyileşme ve yenilenme başlar. Bir devrin kapandığını ve yeni bir devrin açıldığını görebilirsiniz.
Yalnız, geçmişin üzerinden geçtiğiniz bu noktada, pişmanlıklara ve suçluluk duygusuna batmamak gerekir. Geçmiş geçmiştir, geri dönülüp değiştirilemez. Bir hatanız, içinizi kemiren bir pişmanlık varsa; yapabileceğiniz tek şey hatanızı kabul edip, çıkarılması gereken dersi çıkarıp, ilerlemektir. Kendinizi, hesaplaşma adına mahvetmeyin. Tek başınıza göğüs gerecek mecaliniz yoksa, size rehberlik edecek birinden yardım almaya çekinmeyin.
Copyright © 2012 – 2018 . Fool on the Road. Bütün hakları saklıdır.
Omer Faruk Mentes & Ozge Seren Mentes